Translate

30 Ocak 2017 Pazartesi

Türkiyenin ilk sirkine gitmeyin

İşe başladım ,tam üç hafta geçti fire vermeden gidiyoruz diyordum .Bir haftasonu kaşıntısının kurbanı olup pazartesi , salı , çarşambayı haftasonuna bağlanmak zorunda kalıp iki hasta veledimle evde tıkıldım kaldım.

Bizim evin yakınına avrasya sirki gelmiş . Türkiyenin ilk sirki yazıyor afişte .. On -onbeş şıkıdım palyaço resmide koymuşlar. Çadırda ısıtmada varmış. Nasıl götürmem çocuğu bu kadar reklam üzerine , zaten bayılıyor adam palyaçoya. Cumartesi  yemedim içmedim sirk saatlerini öğrendim sabahın köründe programı yaptım dört buçuk seansına yetiştik sıpalarla. Girdik çadıra en önde de yer bulduk.  Ama hakkaten Türkiyenin ilk sirkine gelmiş gibiyiz. Sahne bizim salondan ufak , çadır yıkılıyor , güya ısıtmak için aradan dereden içeri sokaladıkları hortumda soğuk hava üflüyor. Hani etleri koy bozulmaz. Moral bozmayalım çocuk palyaço görücek dayan anne dedim. Soğuk inceden kemiklerime , hatta iliklerime işlemeye başladı. Orda yarım saat kadar gösterinin başlamasını bekledik önce.  Noyan inatla üşümedim diyor. Yavrum iki palyaço göreydi bari.

Palyaço yoktu. Palyaçomsu iki arkadaş vardı ama kostümleri palyaçoya benzemiyordu bile. Sihirbaz ve ip cambazı aynı kişiydi. Ama 60 lı yaşlardaki amcayı yinede takdir ediyorum eski cambazları tek tek yad ederek on tur attı ipin üstünde .. Giderken çiçek taşıdı karşıya dönerken sopa .. Bi de gariban golden retriever köpecikle şov yaptılar. Soğukta hayvan atladı zıpladı, eğitmeninin bacaklarının arasından falan geçti , türkiyenin ilk sirkini uzata uzata bir saatlik bir şov yaptılar. Biz buz kestik , arabaya kendimi zor attım . Noyan gösteri bitiminde palyaço göremedi diye ağladı , yavru  bide yine gelelim palyaço çıkıcak dedi . Senin hayallerini yerim ,bu Türkiyenin ilk sirki evladım  bi yirmi yıl sonra yine geliriz dedim ama anlatamadım tabi..

Eve güç bela attık kendimizi ..Daha akşamına çocukların ikiside sümüklendi .Ertesi gün Dağhanın ateşi çıktı. Hem diş hem soğukhem hastalık hem şanssızlık hem afişiyle alakası olmayan sirk ..Neden kendini olmadığın birşşey gibi pazarlarsın ki.. Hiç balık tutmayan oltamız var  , ısıtmayan ateş yaptık falan deselermiş belki ipucu olurdu eğlendirmeyen donduran sirk için.. Ben hem hasta oldum ,hem uykusuz kaldım yani çocukların sağlıklı zamanından daha uykusuz..

Kendime not: uyanık ol kadın , büyük ünlü bir sirk olsa neden belediyenin parkına cücük kadar çadır kursun di mi .. hadi diyelim gerçekten inandın iyi olucağına önden babayı yolla ..







9 Ocak 2017 Pazartesi

Yeniden çalışan anne olmak

Çok hareketli bir haftanın son gününden herkese merhaba!  İşten döndüğüm ilk gün bu yazıyı yazacağımı düşünmüştüm . Yeniden çalışan anne olmayı , dokuz aylık bebemi kreşe bırakışımı ilk günkü duygularımı falan yazarım diyordum . Hadi ilk gündü kaostu , yorgunduk yarın yaparım dedim .Zincir devam etti tabi cuma tatil olur eve giderim  ortalığı dağıtırız çocuklarla oynarız sonra onlar uyur ben temizlik yaparım ,sonra sıcak şarabımı alır yazarım diye bir hayal kurdum. O da olmadı. Erteleye erteleye yazı pazara kaldı. Bu günde yazamazdım belki ama inat ettim yazıcam diye. O uzuuuunn yapılıcaklar listemi olduğu gibi bıraktım aldım bilgisayarımı. Ne hissediyorum söyliyim; şu ayaklarımın ağrısından başka hiç birşey hissetmiyorum şu an. Çocuklardan önce işe gitmeden önceki herhangi bir pazar gününde bu saatlerde televizyon karşısında  amann gene yarın erkenden kalkıcaz beyaawwe  diyip miskinlik yaparken ,8 ocak 2017 pazar gecesi burda anlatcaklarımın yarısını unutmuş bir halde açtım bilgisayarımı. Artık hatırladığım kadarıyla yazıcaz bu yazıyı.

Pazartesi sabahı yediden sekizden önce genelde hiç kalkmayan dokuz aylık veledim benim heyecanımı paylaşır gibi 5 te kalktı. Gerçi onun içinde kreşin ilk günüydü. Planım normal saatten biraz erken kalkıp ,5.45 gibi , önce kendim giyinip süslenip sonra da çocukları hazırlamak ve mümkünse birşey unutmadan evden çıkıp işe geç kalmamaktı. Ve bunu başardım. Başardım diyorum çünkü Dağhan uyanık halinin yüzde yetmişini kucağımda geçiriyor. Bir koalanın ağacına tutunduğu gibi tutunuyor bana . Doğduğundan beri bu böyle. çoğu zaman tuvalette bile kanguruyu giydiğim doğrudur. Hazırlandım (full hazırlandım yani saç makyaj dahil , önceden makyajı arabada yapardım)çocukları hazır ettim . Paşa babamız hazırlandı ve çıktık 07.10 gibi arabadaydık. Hava zifiri karanlıktı. Yol aşağı yukarı yirmibeş dakika sürdü. ancak...

Ancak  dün gece bu satırları kaleme alırken o ancaktan sonra ne yazacağımı hatırlamıyorum çünkü uyuyakalmışım . Düşündüm bulamadım . Kimbilir ne vardı aklımda . Özetle ma-aile toparlanıp  işe vakitlice yetişebiliyoruz koşullar iyiyse ..koşullardan kastım yolumuzun geçtiği ana arterin %50sinde yol çalışması var. Yağmur çamur , kaza bela yoksa  akıyor trafik. Evden çıkınca bir daha uyanıyoruz çünkü canım izmir ocak ayı sabahları suratımıza tokat gibi çarpıyor. Dağların tepelerinde kar var ve sanki şehir merkezine bütün o tepelerden  soğuk üflüyor gibi.. Sonra arabaya atıyoruz kendimizi titreye  titreye ve artık yaz saati kış saati olmadığından bunlar hep zifiri karanlıkta oluyor. Arabanın kaloriferi ısınmaya başlayınca yine tatlı bir uyku çöküyor üstümüze . Çocuklar genelde sabah yolculuğunda uyuyakalıyor .işe varıyoruz hava hala karanlık . Aydınlığa kavuşmamız  8-8 buçuk arasını buluyor ki bu melatonin seratonin falan üretip mutlu olan insanoğlu gibi bir canlı için çok garip, acı ve depresif .. Neden böyle nedenn ? Neden bu karanlık gitmiyor . Milletçe depresyona giricez yakındır.


Dağhanda artık Noyanla hastanenin kreşine gidiyor. Noyan onunla gittiği için mutlu elbet çünkü önceden dağhan evde o okulda sanki ufaklığı kayırıyormuşuz gibi oluyordu.Şimdi eşitlik gözler önüne serildi. İkinizde çalışan anne yavrususunuz evlatlarım malesef o kreşe gidilecek. dağhan ilk üç günü ağlayarak geçirdi. Beni görünce bile ağladı. Ama artık öğretmenlerden birine bağlanmş olucak ki daha stabil herşey. Beni görüncede gülüyor artık öbür türlü çok moral bozucu oluyordu. Kendimi en şanslı saydığım konu çalıştığım yere ait harika bir kreşimizin olması. Gün içinde Dağhanı emzirmeye gidebiliyorum o da rahatlıyor bende .

Eve dönüşler çok keyifli. Ama ilk hafta kaostu elbette . Bazı günler yemeği yetiştiremedim , bazı günler yapıcak halim yoktu . Dışardan yedik. Sonunda eski düzeni bu hafta kurabildim. Pazar gününden üç gün bizi idare edicek kadar pişiriyorum.  haftasonu günlük , arada bir gün de dışardan yiyoruz bende dinleniyorum. Haftada iki gün genel temizlik aralarda sadece mutfak ve oyuncak toplamak kalan son enerjimi harcadığım yegane aktivitelerim oldu. Bu günlerde geçicek  ,kalan iki yılımı böyle doldurucam  bir hafta bir günü bitti bile ..: )....Zaten bir bilge demiş ki sabreden derviş asistanlığı bitirmiş , çocukları büyütmüş  falan ..




28 Aralık 2016 Çarşamba

Yeni yıl Mesajı

Hey be ! Blog blog olalı bu kadar sık uğradığımı görmemiştir herhalde buralara .. İşe dönmeden önceki son günlerimin tadını çıkarıyor gibiyim. Aklımın bir yerinde hep arada bir uğrayıp şu bloğun tozunu almak var ya işte , ya nasip !

Arkamızda koca bir yıl bıraktık , günler haftaları haftalar ayları resmen kovaladı . Bir durum değerlendirmesi yapmam gerekirse bizim aile için fena değildin . Ama ortalama bir yıldın yani . En büyük olayın Dağhan'ın aramıza katılması oldu. Sağlıkla aramıza katıldığı için tanrıya müteşekkirim .   Kardeşler birbirine biz yeni bebeğe , ben iki çocuklu hayatın kaousuna  neşesine ve endişesine alıştım.  Çokça oyun oynadık ve çokça yeni oyuncağımız oldu. Bir darbe girişimi ,  bir ekonomik kriz , çok sayıda hissedilen ve hissedilmeyen ufak çaplı deprem atlattık. Dağhan yıl bitmeden yürüme ve konuş çalışmalarına başladı , bu konularda hızla ilerleyeceğini düşünüyoruz. Aşkımız  bu yılda ilk günkü gibi tazeliğini korudu.

Bu yıl bir değişiklik yapıp ülkece kış saati uygulamasını uygulamamaya karar verip topluca ruh halimizi değiştirecek yeni bir adım attık . Artık uyanıyoruz karanlık , yola çıkıyoruz karanlık , işe varıyoruz karanlık devam ediyor. Değişik işte ..

Evlilik ve magazin programları 2016 da tam gaz devam etti.  Ülkenin en gamsız ama en dertli renkli karakterlerini izledik ,eminim 2017 de devam edecekler. Yılın düğünü emlak kralı olarak adledilen ağanın kızının düğünü oldu. Sanırım gelinliği için kullanılan kumaştan bir çadırkent çıkar. Düğün pastası da 'imar izni var mı pastanın ' gibi esprilerle yılın son ayında tarihte yerini aldı.

Elbette yeni yıldan büyük beklentilerim var . Aslında yeni yıldan değil kendimden ailemden ve ülkemden beklentilerim var. Huzur ve sağlığımızı almasın . Ülkemize de huzur getirsin , refah getirsin. Taşıyabildiği , kesesine sığan ne varsa getirsin  bizim memlekete işte . Çocuklara kitap , oyuncak , daha geniş bir hayal dünyası getirsin. Bombalara patlamama  seçeneği getirsin. İnsanlara yaşama hakkı getirsin ve ansızın ölme ihtimalini kaldırsın. Kavga edenlere huzur , mahallelere oyun parkları ve ağaçlar getirsin. kimsenin kapısını kilitlemediği günlerden getirsin. Eski komşulukları geri getirsin. Gurbetteki öğrencinin bursu , evsizin çatısı , açın aşı olsun. Dert kalmıycak bu ülkede demiyorum elbette  ama  biraz deva getirsin.

Ben yeni yılda işe dönüyorum. Kafamda bir günü nasıl organize edicem diye hayal ediyorum. Zor olucak .İki minnak yavruyu sıcacık yataklarından alıp çıkarıp kreşe götürmek. Her çalışma günü bir ayrılık yaşıycaz, alışmamız gerekicek . Çocuklu kariyer sahibi ve bütün gün jilet gibi görünen kadınlara özenicem. Onlardan biri olmayı deniycem bu yıl. Hani bir yeni yıl dileğim falan olsa superman gibi olayım derdim. Sabah sporu sonrasında banyo şıkır şıkır giyin çocukları hazırla , çık bütün gün iş yerinde de superman ol. Beynin eski kapasitesinde çalışsın. O lohusa emzirme salaklığı kalmasın üstünde . Sonra çocukları al , ve  o saatte bile saçın bozulmamış olsun . Eyvallah deniycem . umarım bir tükenmişlik sendromuna varmam. Çünkü daha bunun eve varması , yemek hazırlaması ve çocuklarla nicelikli değil nitelikli zaman geçirme  metaforlarım var . Aman be yeni yıl , güzel güzel yaşayalım seni işte .. Tadımızı kaçırma : )..






25 Aralık 2016 Pazar

anayım ben ana !? : ) BLW anası .

Lise , üniversite yıllarımı hatırlıyorumda , hiç aklıma gelmezdi anne olacağım. Zaten ciddi bir meslek seçmişim ya  etrafımda kimse evlen çocuk yap demiyordu tabi. Oku kariyer yap diyordu. Evlendikten beş yıl sonra  çaldı o saatin zili benim için. Ne zaman ki canımın içine başka bir can düştüğünü öğrendim  dünya değişti.  O minik kalple aynı bedeni paylaştım. İki çift elim ,iki çift gözüm oldu . Noyan   2013 temmuzda geldi dünya ya  . Hatırlıyorum daha  doğumhaneden odama götürürlerken beni 'harikaydı yine yapmalıyım' demiştim . Onun ilk nefesi , ışıkla ilk karşılaştığı o an  ,tanışma anı .. hani demek bu tekmeleri bana atan sendin diyen anne bakışını fırlattığım o an aşkın  , sevginin  yeni bir anlama büründüğü andı. Hani filmlerde olur ya  ;kadın şap şap göğsüne vurur '-heyyy!! anayım ben anaaaaa! ' der . Bir anda o kadın ben oldum . Demek icimde varmis . 3 yil sonra Daghan katildi ailemize.. O ve noyan arasinda Iki de Melek ugradi yanimiza..ama kalmadilar.     Yavrular benim gözlerimi açtı. Onlardan önce önemli olduğunu sandığım ne varsa değişti. Minik kollar bana sarılmıycaksa güzelliğin, alışverişin ne kıymeti vardı ? Sağlıkları yerinde olsun. Ateşi çıkmasın burnu akmasın . Kariyer ne? Başlarım kariyerine çocuklarım iyi olsun. Başlarım kariyerine demişken yakında işe dönüyorum . Acaba beni neler bekliyor ? Bu kadın yine doğurur mu acaba diyorlar mıdır?

                                           


içimde varmış, hani derler ya sen doğuştan böyleymişsin  (woww you are a natural) hah o benim işte . İyi kide benmişim. İki çocukla artık evden çıkamazsın falan diyenler olduydu da bir daha duyamadım onları. Verimli geçti evdeki zaman. İki çocukla evden en az yükle çıkmayı öğrendim. Dağhan yedi aylıkken yakınlarda  pek işlek olmayan bir avm nin işlek bir restoranına gittik . Hani menüsünde bütün ymek adları komik , fatma teyzenin dilli tavuğu falan diyor. kalabalık çemberin dışında bir masa beğendik oturduk .Dağhan kuşun mama sandalyesi geldi ,noyan sağıma dağhan soluma ,ıslak mendil masanın üstüne yerleşiveridk.  Beş dakika sonra yanımdaki masaya bir aile geldi. Dağhan kadar bir bebekleri var . bir de küçük hanım vardı yanlarında  13 yaşlarında , abla cam kenarına oturdu ,telefonu aldı eline hemen. Bebeği oturtmadılar arabada bıraktılar bir süre , anne benimkini görünce masaya oturayazarken sohbete başladı.
 - ne kadarlık sizinki ?
-yedi ayı dolucak on gün sonra
-bizimkide tam yedi aylık ,ne güzel oturuyor sizinki ,biz ilk defa oturtucaz .
-ohh maşallah maşallah allah bağışlasın.( evet görüyorum eminim evde herşeyi sterilize ediyorsun , ama al çocuğu arabadan artık ,bak börek gibi kurulmuş oraya ,etrafı görsün biraz)

Bu arada bizim siparişler geldi , tabağımdaki brokoliden dağhanın önüne bir parça bıraktım. hep ot mu yiycek ? hayırr kaşınan damaklarına  derman olsun diye noyanın patates kızartmasından da verdim .Su kabını da koydum . Arkadaş başladı takılmaya. Yan masadaki anne biraz daha şok oldu , bu kez baba da katıldı.
-ne marka suluk kullanıyorsunuz ?
-filanca marka
-kendi içiyor bizimki içmiyor böyle .
-arkadaşım  farklı her çocuk seninkide içer , otuzuna gelip anasının kaşıkla su verdiği kaç kişi var .. (demedim)
dedim ki - içer yakında  bu dönemde çok hızlı değişiyorlar.
Sonra  oltaya baba takıldı.
-boğazına kaçmıyor mu ?kendi yiyor , dedi.
Anacım BLW diye birşey var , çocuğun önüne yemeği koyuyorsun ,çocukta bulana bulana saçına başına süre süre , üstüne döke döke  yiyor. Ben bunun BLW metodu falan olduğunuda yeni öğrendim.Metodmuş meğersem. Sokakta sorsalar  BMW mi falan derdim herhalde. Bunun zaten sokakta yapılanı daha makbul ,evde yapma eğer çok pimpirikli ve titizsen.
-Boğazına sen beslerkende kaçabilir , genelde öksürerek öğürerek , kusarak çıkarırlar ama çıkaramazsa devreye sen girip çıkaracaksın. Çok şükür başıma gelmedi. (demedim)
,dikkatle onu takip ettiğimi söyledim.

yan masada ki teenage abla hala orda , bir yere gitmedi. Yani bedenen orda  ama ruhen  telefonda .

Bu arada çocuğu mama sandalyesine koymadılar , sandalye orda kaldı , çocukta bebek arabasında. Biz yemeği yerken  sanırım bebek kaka yaptı tahminlerimce . Bİr alt değişim seremonisi izledim. Önce baba kalktı. Bebek çantası hazırlandı , yüklenildi. Anne kalktı bebeği aldılar , ablayı bırakıp alt değiştirmeye gittiler . Bebek kaka yapar  ,uzancağı ebatta yer yoksa iki tek kişilik sandalye koltuk birleştirir üstüne br örtü atar , ıslak mendilini çıkarır oracıkta değişirsin. ıslak mendille harikalar yaratılabilir, olduğun yerden fazla uzağa gitmene gerek yok aslında , zaten ben sinir oluyorum her yere emzirme odası alt değişim odası yapıyorlar ya . Nedir yani kardeşim!? Bebek bu , emmek istediğinde penceresi olmayan emzirme odası mı arıycam ben gayet emziririm. altınıda değiştiririm. Bizim yemek bitti , hesabı ödedik , selfimizi çektik ,restoranın kapısından çıktık , komşu masa yeni dönüyordu. Sakin olmak lazım  çocuk büyütürken , nem kapmadan büyütmek lazım .Selamlaştık biz eğlenceli hayatlarımıza onlar soğuk yemeklerine doğru devam ettik . Rahat olmak lazım ..







3 Aralık 2016 Cumartesi

woohoo emekliyoruz

Daghan yedi aylık oldu , artık emekliyor. Ben emeklediğinde daha az canı sıkılıcak ,üstümden biraz inicek diyordum ama  hiçte öyle olmadı. Kanguru hala elim ayağım. Dağhan yalnız gündüzleri değil geceleri de  bana yapışık. Çoğu zaman üstümde uyuyakalıyor , yatağına bıraktıktan on dakika sonrada  ağlıyor tekrar kucağıma almak zorunda kalıyorum. Baktım bu düzen değişmeyecek pes ettim. Bende artık nerde takılıyorsak  o gece  orada uyuyakalıyorum kucağımda bebeyle . Genelde  bu çocukların odasına emzirme koltuğu diye koyduğum tekli koltukta oluyor. Gece uykusuna yattıktan sonra  bir iki saat uyuyor önce  ,şansımı deneyip yatağa gidiyorum bende  . Ama sonra ne ara ağladı ne ara ben o tekli koltuğa gittim  gecenin o kısmını hatırlamıyorum. Bir uyanıyorum ,hala karanlık ama saat sabahın yedisi , ve o karanlığa rağmen Dağhan artık gece olmadığını biliyor.

Hala evdeyim ve bu zamanı çocuklarla iyi vakit geçirerek harcamaya çalışıyorum .Bazen  farklı bir iş yaptığımı düşünüyorum nasıl olurdu acaba diye .. Öğretmen bir arkadaşım var ,benim gibi iki oğlu var ama çocuklardan sonra işe dönmemiş . Onunla öğleden sonra kahvesini içip sohbetlenirken kreş açmaya karar verdik , akşam adamlara anlattık, onlarda bize bir hesap çıkardı ve proje aşamasında battık . Demek ki şimdilik hayalleri küçük tutucaz biraz.

Noyan bu hafta okula hiç gitmedi. Biraz öksürüyordu bende bahane ettim. Kendim için mi istedim kalmasını daha çok onun için mi bilmiyorum. Evde beraber vakit çok güzel ve çok çabuk geçiyor. bu hafta hamur yaptık evde sonra dağhan  ve noyanın el izlerini çıkarttık . Bende boyadım. Saklarım üstüne tarih atıp ilerde bakarlar . Yeni yıl geliyor malum ağacı süsledik . Yavrum noel baba bekliyor günlerdir. Aslında o Can baba evladım. Noel baba  yok.  Ama şimdilik hayal dünyana bir balta biz sallamayalım.zaten büyümek ,ergenlik sakat işler. Hayallerin çoğunun hayal olarak kalmasına sebep olan birşey büyümek , o yüzden siz şimdilik noel baba nın geyiklerle gelip bizim apartmanın bacasından koca poposuyla girip olmayan  şöminemizden hanemize tecavüz ediceğine ve  çam ağacımızın altına sizler bütün yıl iyi birer velet olduğunuz ve her dediğimi yaptığınız için (traşşşş!) kutu kutu hediye bırakacağına  inansanızda olur.

Bir daha ne zaman yazarım bloğa bilmiyorum. Günler o kadar karanlık başlıyor ki ..O yüzden şimdiden söyliyim. güle güle 2016  Dağhan'ı getirdiğin için teşekkür ederiz . Gider ayak ekonomik kriz çıkarttın bu hiç olmadı. Ve 2017 ..ikii biinn onn yediiiii.. Senle ilgili büyük umutlarımız  büyük planlarımız var. Ama hepsinden önce nasıl geliyorsan ,nasıl geçeceksen sağlığımıza  ve huzurumuza dokunmadan yap .  Hoşgeldin elbette ...

5 Ağustos 2016 Cuma

itiraf ediyorum ,deliyim.

Tamam ulan! siz kazandınız ,itiraf ediyorum her zaman etmem bak;  çok zor iki çocuklu anne olmak . Gecenin yarısı olmuş tarih değişmiş , evi daha yeni toplamışım  o da yarım yamalak  , oturmuşum itiraf ediyorum. Daha ne istiyorsunuz ? İki çocukla markette alış veriş yaparken yanımdan cık cıklayarak geçen teyzeler, çocukları bahçeye indirdiğimde gizli gizli beni izleyen komşu teyzeler ,markette , çarşıda pazarda cıkcıklayanlar  ve iş arkadaşlarım ve ey ahaaaaliiii  size sesleniyorum . İtiraf ediyorum ; iki çocuk çılgınlık ,delilik. Ama  çok güzel bu delilik be! Gene olsa gene yaparım. Hoşgelmişler  Evet saçlarımı boyatmam gerek ama vaktim yok , belki birazda modayı takip etmem gerek pek rüküş ve bakımsızım . Ama biliyor musunuz ? Noyan üç yaşını bitirdi , geçen gün  gözlerime bakıp '-annecim sen çok güzelsin ,prensessin sen. ' dedi .  Şimdi siz bana deli deseniz , çirkin bakımsız olduğumu düşünseniz kaç yazar . Bir kere buraların prensesiyim ben! Dağhan dört aylık oldu nerdeyse, yattığı yerden dönerek bir yerlere gitmeye çalışıyor , öyle güzel gülüyor ki bana , artık beni tanıyor ve aramızda kalsın  ama sanırım o da prenses olduğumu düşünüyor . Ayrıca daha öncesinde ninja kaplumbağ ve örümcek adam olmuşluğumda var.




Bekarlar , çocuksuz evli çiftler pek takılmak istemiyor zaten   bizimle.  Sanki gizliden gizliye bir deli anneler klanımız var .Çocukları sokakta oynamaya çıkarırken deve yükükle eşya alıyoruz yanımıza. Çadır kurmuşluğumuz var sitenin bahçesine . Bir annenin deliliği iki çocukla beraber yük taşıma kapasitesinin artışı ile doğru orantılı olarak artar zaten . Bunu yapamıyorsanız bir asansöre kaç anne ve çocuk aynı anda sığabilir testini yaparak kendinizi değerlendirebilirsiniz. Ama bizi değerlendirmeyin artık deliyiz ,meliyiz ama memnunuz halimizden. Bu dünya bizimle daha mutlu ,daha güzel bir yer. Dünyaya bizim gibi deliler lazım.


Bu gece sinema gecesi yapalım dedik, köpekbalığı hikayesini izledik mesela .(sanırım 20. kez ama hala çok komik) Sabah erkenden uyanıcaz ,birlikte kahvaltımızı hazırlıycaz. Belki noyanla birşeyler pişiririz . Sonrada tımarhanemizde bir sürü oyun oynıycaz. Bahçeye inip yarış yapıcaz. Dağhanı güldürmek için komik suratlar deniycez.    Dışarda çişimiz geldiğinde koşa koşa tuvalet bulmaya çalışıcaz. Belki uyumadan önce değişik bir şey izleyelim der Köpekbalığı hikayesini izleriz yine . Ne de olsa biz biraz deliyiz. Bu arada yarın kralımızla evlilik yıldönümümüz. Bugün telefonla  konuşurken '-yarın bir planın var mı aşkım?' dedim , '-yoo ne planı ? ' dedi. Geçen  yıl ikimiz birden unutmuştuk. Bu yıl kaçırmadık . Belki yarın çocukları uyuttuktan sonra kralla bir fırsatımız olurda beraber uyuyakalırız .
Sevgilim Kralım , bu yazıyı okuyorsan ve bugün  ve öncesinde yeteri kadar söyleyemediysem, unuttuysam şimdi söylemek isterim ki çok seviyorum seni. İyi ki birlikte delirmişiz , seviyorum çılgın hayatımızı . Yaşasın hunili ebeveynler : )...



6 Temmuz 2016 Çarşamba

ı ve i bayramlar

Buyursunlar efendim. Bayram gelmiş . Dokuz gün ma aile huzur. Kimseden ücret talep edimiyor .Mutfak açık büfe. Ne isterlerse pişirmeye çalışıyorum. Onlar anlamıyorlar ama bayramlık kıyafetleri aldık .  Eski bayramları bilmeselerde biz özlem duyduğumuz gibi bayramlar vermeye çalışıyoruz. Saçtık oyuncaklarımızı .işimiz gec toplayıp sabahına yine dağıtmak. Hergün sıcak poğaçamız çıkıyor mutfakta. Sabah gözlerimizi açar açmaz oyuna başlıyoruz. Noyan superman oluyor ben batman'im dağhanda robin . Çok büyük eğlence balkondan attığımız oyuncakları aşağı inip kurtarıyoruz birlikte. İzmir gotham city bize emanet . Yorulunca öğlen uykumuza yatıyoruz birlikte. Biz uyurken sihirli , gizemli bir güç mutfakta çalışıyor. O gizemli güç benim . Ama hikayede bu özelliğimi gizli tutuyorum. Uyanıp bir bakıyoruz ,o da ne.? Limonlu kek ,ton balığı salatası , meyve kokteyli . Burası çok sıcak ama keyfimiz yerinde , apartmana bakıyorum şöyle ..çoğu komşu bir yerlere gitmiş.kapılar kapalı ,perdeler çekili .. Bugün duydum ki çeşme otobanında trafik sıkışıkmış, ama haberlerde istanbul'da  her yön akıcı . Demek ki soluğu bu tarafta almış millet. Geçen yıl bayram biz de Edirne'ye gitmiştk, dönüşte Aliağa'dan izmir'e üç saatte  gelmiştik. Noyan çıldırmıştı arabada ,benimde burnumdan gelmişti. Bu yıl bayram pek huzurlu geldi geçen yılın üstüne. ehir boşalmış , herkes plajlarda .Çocukları uyutup uzatmışım ayaklarımı ohh mis..
ama gene de klasikleşmeden edemiycem.. Nerde o eski bayramlar ? İlerde anlatıcaz artık biz küçükken bayramlarda kapı kapı gezerdik , şeker toplardık , hatta mendile sarılı para verirlerdi. Akşamda arkadaşlarla buluşup günün ekonomisini (kim kaç para toplamış, kimin hisseleri yükselişte , parayı nereye yatırıcaz? ) tartışırdık. Birde televizyonda her bayram Barış abi yi görürdük. Velhasıl iyi bayramlar herkese ..