Translate

4 Şubat 2014 Salı

ilk defa hasta olduk biz..

Oğlumun uslu bir çocuk olduğunu sanırdım artık eminim kesinlikle uslu bir çocuk .Doğduğundan beri meğer hiç uyku sorunu çekmemişiz. Genelde 11 gibi uyur benim kuzum. Saat birde uyumadıysa yaramaz çocuk yaftasını yapıştırırız. Sabaha kadarda sadece karnını doyurmak için uyanır. Birkaç gun önce altıncı ayımızı doldurduk hastalıksız kazasız (bir kez ipsiz bungee denemesi haricinde) derken miniciğim ilk defa hastalandı. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Birkaç gundur bende hasıl olan boğaz agrısı ve kuru öksürüğü pek önemsemedim ,aslında yaklaşan hastalığın habercisiymiş. Kuzuda bir iki gündür öksürüyordu. Bebekler annelerin sabrını test etmek için garip günleri tercih eder. Huysuzluk yaramazlık yapıcaksa ya da hastalanıcaksa illa ki sizin tek başınıza olduğunuz bir günü seçerler. Bizde babanın nöbette olduğu bir günü tercih ettik elbette. Halbu ki gün harika başlamıştı. Gündüz uykularına dalarken biraz zorlansada ben beşiği sallamaktan , sallarkende o gece iki kişilik yatağa çapraz yatma hayalini kurarken hiçte şikayetçi değildim. Akşam saatlerinde kuzunun öksürüğü bir derinlik kazanmaya başladı. Araya katılan hapşırıklarla daha da renklenen öksürürklerimiz eşliğinde gece yarısını kuzuyu uyutmak için ne numaralar yapabilirim sorusunun cevabını arayarak geçirip yeni güne başladım. Aralarda da arayıp babamıza rapor verdik. O da nöbette çok merak etti , eve de gelemiyor diye.Birde telefondan direktif vermeye niyetlendi hastaneye gidelim hemen diye ama çocuğun ateşi yok , şimdi acile git saatlerce bekle onca daha hasta çocuğun arasında kal ,çocuktan kan idrar istesinler , kan alınınca ağlasın , sen ağla.. stres ..idrarı zaten almayı hiç becereme , gerek yok demem üzerine sonradan toparladı kendine geldi. Babalar annelere kıyasla daha bi stres oluyorlar ama sallayınca geçiyor . Saat 02.00 a kadar arabada sallama sonucu dört kez başarıyla uyuttuğum oğlumu güvenle yatağına yatırıp odadan her çıkışımda bir kere daha uyandı. Ve başa döndük. 2.30da yatak odama sonunda ulaştım. Başucu lambam yanıyor, kitabımı ve sırnaşık kedilerimizi kaçırmak için kullandığım lavanta kokulu banyo sonrası spreyimi yastığın yanına saatler önce koyup hazırlamıştım. Terliklerimi çıkardım yatağa uzandım, yorgana dolanıp kitaba uzanırken önce kediler davrandılar yanına yatıcaz sev bizi diye. Spray saolsun onları kaçırdık .Bir an için sessizlik hakim oldu ve odadan kuzunun sesi gelmeye başladı. Yerimden hemen fırladım. Karnını doyurdum , su verdim. Uyudu. O gece yaklaşık yarım saatte bir olmak üzere uyanan kuzuyu pışpışla , kucakta salla , bebek arabasında salla ,kucakta evi tavaf et tekrar mama ver salla fiillerini gerçekleştirerek geçti. Koridor da kat ettiğim mesafe sabaha karşı artık bana edirne istanbul seyahati gibi geliyordu ve ben jet hızıyla hareket etmek zorundaydım. Bir umut gündüz uyuduğunda bende uyurum diye avuttum kendimi ama elbette olmadı. Geceye göre nispeten daha rahattık. Ben bilmemkaçıncı kahvemi aç karnıma içmiştim. Kuzunun iştahı yerindeydi. Saolsun çok yormadan ne versem yedi. Ama öksürmeye ve arada huysuzlanmaya da devam etti. Termometreyi ve emektar steteskobumu elimin altında bulundurdum ,her fırsatta ateşini ölçüp sırtını dinledim yavrunun. Akşam babamız geldi , ben perişan haldeyim. Ensemdeki saçlar kuzunun minik elleriyle çekilmekten yumak olmuş. Saolsun devraldı nöbeti halime acıyıp. Banyo yapıp uyudum bir-iki saat. Kuzu bir önceki gece beni telef ettikten sonra kendini daha da bir geliştirmiş olucak ki ikinci gece iki yetişkin projesini başlattı. Ayakta sallanmayı zaten sevmiyor. Arabada uyutmaya alıştırmışız. Gözleri kıpkırımzı olmuş ama hala direnişte. Kucağımıza alıp sakinleştiriyoruz. Arabaya koyarken yine KaFa1500 (harrynin süpürgesi) yutmuş gibi dikilip çığlıklar atıyor. Ne biberonla kanıyor , ne emzikle.. Sonunda dişleri çıkarken sürdüğümüz jelden sürdük biraz ağzına, yalanırken uyudu. Ama her öksürükle yeniden uyandığı için bizim nöbet devam etti. Sabah telef edilmiş iki yetişkin olarak uyandığımızda baba çalar saatin sesini hiç duymadığından saat 9 olmuş ,kuzuda öksürüp ağlayıp tekrar uyutulmaktan farımış halde olmasına rağmen hala yatağında güreş tutuyordu. Üzerine ne giyip çıktığını bile hatırlayamadığım babayı işe apar topar yolcu ettik. Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler ya.. nolucak yalnız çocuk bakıyorsun, keşke ben evde olsam sen çalışsan diyen adam kuzunun exorcist haliyle bir gece geçirdikten sonra imana geldi. Rapor almış eve gelmiş yardıma . Annemiz bizim , anaların hakkı ödenmez diye boşuna demiyorlar filan dedi saolsun, beni yatırıp tekrar dinlendirdi. Zaten bir kuzu öksürüyor , bir ben.. hapşırıklarımız öksürüklerimiz yarışıyor. Biraz tıbbın mucizeleri , biraz bitki çaylarından faydalanarak uyandığımda yepyeni biri gibi kalkmayı başardım. Baba kuzuyu kanguruya koymuş, evdeki tüm biberonları tüketmiş , meyvesini yediremedim ben bunun diye dem vuruyordu salonda . Tam biberonları yıkayıp ortalığı toplamayı gözüme kestirmişken , baba sen kuzuyu al ben hallederim kalanları diye atladı. Kuzuyu bana sattıktan ! Sonra nerdeyse hiç görmediğim bir hamaratlıkta mutfağı topladı , bberonları yıkadı ve yemek yaptı. Yemeğimizi yedikten sonra da salondaki kanepede inzivaya çekilmek için izin istedi. Müsaade sizin dedim , deliksiz uyumuşum 2-3 saat , seni mi kırıcam babacık :)..Gün içinde kuzuya rahatlasın diye bir kaç kez ilaç vermek zorunda kaldık. Yavrum tadını beğenmiyor , ağzını açmıyor , burnunu sıkıp vermeye çalışıyoruz koluyla kaşığa vuruyor, bu kez kollarını tutup burnunu sıkığ ağzını açtırıyoruz . Ağlayıp ortalığı yıkıyor. Sonra alıyorum kucağıma sümüklerini bi yandan çekip bi yandan omzuma silip rahatlıyor. Ağlaması kesilince çok bağırdı diye öksürük artıyor .Baba uyuklarken kuzuda biraz uyukladı. Bende yanlarında biraz ayaklarımı uzattım (10 dakika) sonrada rutin ev işlerinden yapabildiklerimi elden geçirdim. Akşam banyosunu yaptırıp yeni kıyafetler giydirdik. Biraz rahatladı. Sonra yeni işkence metodu bulduk ,burnu biraz tıkanır gibi oldu , serum fizyolojik sıkalım vakitlice de tıkanmasın tam dedik. Bir posta daha ağlattık kuzuyu. Gece biraz keyfi geldi. Oyun oynadık ,bu sefer onun istediği kadar televizyon izledik ve gece öğününü yedirmek için bildiğimiz diğer maymunlukları yaptık . Babamızı erken yatırdık ki benim pilim biterse çıldırtıcak bi veli kalsın kuzuya diye. Gitmeden babamız tarafımıza 2014 /1 olarak numaralandırdığı gelen evrakı takdim etti. Aynen aktarıyorum;
Aile İdaresi Başkanlık Makamına,(hımm bana hitap ediyor)
Muhterem karıcığım, 06.08.2008 tarihinden itibaren hizmet vermekte olduğum ve gurur duyduğum aile iş istihdamı ile ilgili olarak nacizane aksaklık tespitim bulunmakta.
İş bu dilekçeye konu olan benden olma senden çıkma huysuz oğlum nomin paşanın bakımına istihdam edilmem bu konudaki düzeltilemez yeteneksizlik , bilgi ve tecrübesizliğim ortaya çıkmıştır. Bu durumda bilgi beceri ve yeteneklerim göz önüne alınarak daha uygun hizmet alanlarına istihdam edilmem gerekliliğini gerek siz gerekse benim memnuniyetim ve ailemizin ve muhterem ailemizin babası nazicane ben açısından hayati öneme haiz olduğunu düşünmekteyim.
Gereğini arz ederim.


Yüzümde bir gülümseme , bu gece ki nasıl uyumak istiyorum bulmacasını çözmeye başladım. Takribi 3 saat sürdü kuzunun uykuya dalması. Kucağımda gezerken başını omzuma koydu , sümüklerini üstüme silip saçlarımı minik parmaklarıyla yolarken uyudu. Korkarak yatağına koydum. Ama şansım yaver gitti. Minik kuzular , hastalığınız dert oluyor bize.. Burnunuzu çekmeyi bilmiyorsunuz , sümükleri çıkarmayıda .. kendi öksürüğünüzden korktuğunuz oluyor.. Ateşiniz çıksa , bizim eteklerimiz tutuşuyor. Eminim her annenin gördüğü en güzel en sevimli sümüklü burun kuzusununkidir , ama siz yinede hasta olmayın e mi..??





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder