Gebelik
ve kediler : )
Benim
tam üç tane dişi kedim var. En büyük kızım ,'kedi' ve
'kızım' diye çağırırım , 3 haziran 2006'da ellerime doğdu. 50
kuruş kadar suratı, minnacık kulakları ve pespembe burnu ve
diliyle özellikle esneyince insanın içinin yağlarını eriticek
sevimlilikteydi. O zamanlar fakültede öğrenciydim. Beraber ders
çalışırdık. Yanıma uzanır , bir patisini kucağıma diğer
patisinide okuduğum kitabın üzerine koyardı. Beraber bitirdik
fakülteyi. Sonra evlendim beraber başka bir şehre göç ettik.
Eşim kedileri köpekleri uzaktan sever. Kedimde biraz bana düşkün
hem kıskanırdı eşimden hemde eşim kediye nasıl dokunulur pek
bilmediğinden hırçın davranırdı ona. Ama yinede iyi
anlaşıyorlar , birbirlerinin yaşam alanına saygı
gösteriyorlardı. Yatakta onun yattığı tarafa yatmıyordu kızım.
Koridorda karşılaşınca birbirlerine yol veriyorlardı.
Aralarında sınır ihlaline karşı gizli bir anlaşma vardı işte.
2009 sonbaharı , pet fuarı açmışlar . Her türlü hayvana
deliren ben elbette ki hayatımda ilk defa gördüğüm bu afişi
takip ederek fuara gittim. Birbirinden sevimli kediler , köpekler ,
rengarenk papağanlar , zaten ana baba günü. Çocuklar heryerde
hayran hayran bakınıyor. Kimisi bana bunu al diye ağlıyor.
Hanvanıcklar o kalabalıkta nolduğunu pek anlayamamış . Işıkların
altında biraz teirgin , biraz belki burdan kurtulurum diye zorunlu
bir sevimlilik takınmış duruyorlar. Standın birinde cam ufak
bir akvaryumda !! bir sürü yavru siyam kedisi gördüm. Sanırsın
su kaplumbagası , üst üste doldurmuşlar garibanları birini
kucağıma aldım. Başladım adamla kavga etmeye . Kedi akvaryuma
konur muymuş hiç ? Böyle hayvanlara işkence ederek ticaret
yapıyorlar. Birinide kucağıma aldım o sırada. Adam 3 aylık
diyor ama taş çatlasın bir buçuk. Yavruyu ayırmışlar
anasından satmaya getirmişler. Taktı tırnaklarını t-shirtüme
ayrılmıyor. Eşimi aradım . Ben kedi alıyorum haberin olsun
diye. Oda anlamamış ne dediğimi acelesi varmış ameliyata mı ne
giricek. Tamam tamam , naparsan yap dedi kapadı telefonu. Kediyi
aldım, bi taşıma kabı, yeni yavru için mamalar sırtlandım
hepsini döndüm eve hımbıl hıkış. Benim büüyk kız hiç
yadırgamadı, hatta bir annelik içgüdüsüyle onu büyütmeye
başladı. Akşam eşim geldi. Şok! Evde bir kedi daha var . Öyle
ufak ve sevimli ki dayanamadı. Yavaş yavaş sevmeye dokunmaya
kucağına almaya başladı. Ailemizin yeni üyesi sütlü kahve
rengindeki kedimizin adını whiskey koyduk. Hayvan tacirinden bir
kedi , bir kedidir kurtarabilmiştim. Ama yeni kuzu aynı hafta
içinde hastalandı. İkimizde uyumadık . Serum taktık vitaminler
verdik başında bekledik. Eşim kedilere whiskey sayesinde alıştı.
Böylelikle büyük kızlada aralarındaki politik iletişim biraz
daha samimi hale döndü. Siyam kedilerinin özelliğiymiş, 6 ay
boyunca öyle hareketli olurlarmış ki kök söktürürlermiş
sahiplerine . Ortalıkta dolu bardak bırakamıyorduk çünkü
devriliyordu. Küçük hanım koridorun bir ucundan diğer ucuna
sanki havai fişeğe binmiş gibi koşuyordu. Gerçekten 6. ay
doldu whiskey uslandı. Büyük kedimizin kankası oldu . Ve ben
eşime kedi sevgisini aşıladım. Gece uyurken whiskey onun tarafına
, kedi benim battaniyemin üstüne yatıyordu. O zamandan beri,
çılgınsın sen evde kediyi napıcaksın? Evde 2 kedi haaa!!
diyenler oldu. Neyse benim aşıladığım kedi sevgisi eşimin
içinde yeşerdi yeşerdi . 2010 da en minik üyemiz ne cins
olduğu belli olmayan ama eşime iran kedisi diye sattıkları vodka
ailemize katıldı. Kirli beyaz kocaman mavi gözlü bir tüy
torbası. Büyük kızla pek iyi anlaşamadılar ama whiskeyle
araları çok iyi. Halada aynı şekil devam ediyor. Neyse ..yine
elşetiriler ...Ne üç kedin mi var ?? Napıcaksın üç kediyle?
Artık çocuk yap , kedilerine at .Ya napıcam üç kediyle
bakıyorum , seviyorum .İmkanım olsa evim daha büyük param daha
bol olsa daha çok kedi alır bakardım .Ayrıca nereye atayım??
Sokakta hiç yaşamamış hayvanlar , balkona yapay çim serdimde 1
hafta üstüne basamadı garibanlar. Eleştirilerin çoğunu kulak
arkası edip , bir kısmıyla oturtma yaptıktan sonra 3 kedili ve
akvaryumlu hayatımıza devam ettik (eşim balıkseverdir : ) tam
bir akvaryum sevdalısı...) 2013 kasım ayında minik kuzumuzun
haberini aldık. Yola çıkmış geliyormuş. İşte teyzeler
ablalar bir kısım topluluk bir kaç deneme daha yaptı . Ağzına
tüy kaçar , hasta olur .. Şimdi işin bilimsel kısmına geçelim
evde evcil hayvanınız varsa öncelikle hayvanların iç dış
parazit aşılarını ve diğer gerekli aşılatını yaptırmanız
gerekir. Hem sizin(özellikle gebe iseniz ) ,hem evin diğer
bireylerinin sağlığı için bu kadarı yeterli . Gebelikte en
önemli , size en büyük sorunu oluşturucak olan Toxoplazma gondii
olarak tanınan parazittir. Biraz kitabi bilgilerimiza başvuralım
. Bulaşması pişirilmemiş çiğ etlerin yenmesiyle ve kedi
dışkısının ve kedi dışkısıyla temas etmiş herhangi bir
eşyanın ellenmesiyle ağız yoluyla olur. Köpeklerle bu hastalığın
direkt bir ilgisi yoktur. Gebe kişiler bu yollarla enfeksiyonu
alırsa enfeksiyon plasenta yoluyla bebeğe de geçebilir.
Kedilerde
malesef bu parazitin ana konağı ve taşıyıcısıdır. (Günah
keçileri)
Kedi
barsağında parazitin sporozoit denen formları bölünerek çoğalır
ve ookist halinde dışkı ile dışarıya atılırlar. Bu ookistler
dış ortama oldukça dayanıklıdır.Yani çamaşır suyuyla
sildiğiniz yüzeyde bile canlı kalabilir. Dış ortamdaki herşeye
bulaşabilir ve oradan da ağız yoluyla insana geçebilirler.
Bulaşma az pişmiş yada pişmemiş çiğ etlerdeki parazite ait
doku kistlerinin ya da yıkanmamış meyve ve sebzelerin üzerindeki
ookistlerin ağız yoluyla alınmasıyla olur. Toprakta yada kedi
pisliğinde bulunan ookistlerin de ellere bulaşmasıyla ağız
yoluyla parazit alınabilir.
Bu
enfeksiyon 5-18 gün süren kuluçka döneminin ardından normal
sağlıklı çocuk ya da yetişkinlerde bir sorun yaratmadan
çoğunlukla farkedilmeden geçirilir ve tedavi gerektirmez. AIDS
gibi bağışıklık sistemini bozan bir hastalığı olan kişilerde
ve gebelik sırasında bebek açısından sorun yaratabilir. Aslında
insanların neredeyse yarıya yakını yaşamlarının herhangi bir
döneminde toxoplazma ile enfekte olurlar ama çoğu kişi de
herhangi bir belirti vermez. Genellikle grip benzeri ateş,
yorgunluk, halsizlik, kas ve eklem ağrıları gibi hafif
belirtilerle kendiliğinden iyileşir.
Ortalama
olarak her 1000 gebelikten 1-2 sinde gebelik sırasında akut
toksoplazma enfeksiyonu geçirilir. Gebelikte geçirilen
enfeksiyonlar da aynen diğer insanlarda olduğu gibi çoğu zaman
farkedilemez ve annede şikayetlere sebep olmaz.
Bebeğe
ne gibi zararlar verebilir?
Enfeksiyon
ilk 3 ayda bebeğe %15 gibi düşük oranda geçebilir. İkinci
trimesterde bebeğe geçiş oranı %30, üçüncü trimesterde geçiş
oranı %60'tır. Fakat ilk trimesterde bebeğe geçen enfeksiyon daha
ciddi sorunlar yaratır. İleri aylarda geçen enfeksiyon daha az
sorunlara sebep olur.
Gebelik
oluşmadan önce geçirilen enfeksiyon gebelik açısında risk
yaratmaz.
Bebeğe
geçen enfeksiyon düşük, rahim içerisinde ölüm, beyin hasarı,
hidrosefali (beyinde su toplanması), serebral kalsifikasyon, görme
problemleri (koryoretinit), zeka geriliği, işitme problemleri,
gelişme geriliği, karaciğer ve dalakta büyüme, pnömoni,
myokardit, döküntü gibi problemler yaratabilir.
Hastalığın
klasik üçlü hasarı yani triadı 1. hidrosefali (beyinde su
toplanması), 2. intrakranial (beyinde) kalsifikasyonlar ve 3.
koryoretinit (göz hasarı)'dır.
Bazı
bebeklerde gebelik sırasında yada doğumdan hemen sonra yapılan
testlerde enfeksiyonun bebeğe geçtiği ispatlandığı halde
herhangi bir hasar yada anomali gözlenmemiştir.
Bazı
bebeklerde ise doğumda bir anormallik izlenmemesine rağmen uzun
dönem takiplerinde yıllar sonra görme ve işitme problemleri,
nörolojik hasarlar izlenmiştir.
Annede
enfeksiyonun tanısı:
Annede
parazitin kendisinin yada parazite karşı oluşmuş antikorların
tespiti için bazı yöntemler vardır. Bunlar fare inokülasyon
testi, hücre kültürü, parazit antijenlerinin belirlenmesi, PCR
ile parazit DNA'sının belirlenmesi gibi testlerdir. Annede parazite
karşı oluşmuş antikorların tespiti için Sabin-Fendman testi,
İFAT, İHA, EIA, ISAGA, ELISA gibi çeşitli testler mevcuttur.
Bu
yöntemler ile tespit edilen antikorlardan IgM
enfeksiyonun yeni geçirildiğini gösterir. IgG
antikoru ise eskiden geçirilen ve bağışıklık kazanılmış
enfeksiyonu gösterir. Fakat bu antikorlar her zaman çok net bilgi
vermeyebilir. IgM antikoru bazen enfeksiyondan sonra 1-2 yıl boyunca
pozitif kalabilmektedir. Bu durumda Toksoplazma IgG avidite
testi ile enfeksiyonun ne kadar
zaman önce geçirildiği hakkında bilgi edinilmeye çalışılır.
Avidite testinin yüksek olması enfeksiyonun en az 3 ay önce
geçirildiğini gösterir. Avidite testinin düşük olması
enfeksiyonun son 3 ay içerisinde geçirildiğini gösterir.
IgM
pozitif, IgG negatif ise bu büyük ihtimalle yeni geçirilmiş bir
enfeksiyondur. Hem IgM hem IgG pozitif olan durumlarda test 3 hafta
sonra tekrarlanarak antikor titresinde 4 katlık artış olduğu
izlenirse bu da yeni enfeksiyon olduğunu ifade eder.
Hem
IgM hem IgG antikoru negatif olan kişiler hiç enfekte olmamışlardır
ve parazitle karşılaşırlarsa enfekte olma riskleri vardır o
yüzden bu gebeler kedi dışkısı, çiğ ve iyi pişmemiş etlerden
uzak durmalılar.
Bebeğinizde enfeksiyonun tanısı ;
Enfeksiyonun
fetusa geçip geçmediğinin tespiti bazı testlerle mümkün
olabilmektedir. Bunlar fetusun kanında parazitin yada IgM
antikorunun tespiti yada amnios sıvısında parazitin PCR ile
tespiti gibi yöntemlerdir.
Ayrıca
enfekte olmuş fetuslarda yukarda anlatılan anomalilerden bazıları
ultrason ile de gözlenebilmektedir.
Gebelikte
enfeksiyon geçirildiğinde ne yapılmalı?
Gebelikte
geçirilen toksoplazma enfeksiyonunun bebeğe kesin zarar vereceği
söylenemez, risk yukarıda anlatıldığı gibidir. Bu sözkonusu
risk aileye anlatılır, konuşulur ve aile gebeliğin
sonlandırılmasını ister ise gebelik sonlandırılır. Aile
gebeliğin sonlandırılmasını istemez ise antibiyotik tedavisine
hemen başlanmalı ve doğumdan sonra bebeğe de antibiyotik
verilmeye devam edilmelidir. Antibiyotik tedavisi bebeğin
etkilenmesini önleyemez fakat bebekte oluşacak etkilerin şiddetini
azaltır. Bu hastalık için spiramisin, primetamin ve sulfadiazin
antibiyotikleri kullanılır. Mutlaka hekiminize danışın. (Burdaki
bilgiler tamamen yol gösterici olması için yazıldı , kendi
kendinize hekimlik yapmayın , biz boşuna mı okuduk ?? )
Ben
gebeliğimi öğrendikten sonra toksoplazma anitikorlarıma
baktırdım. Hem İgM hem İgG negatifti. Yani çok dikkatli
davranmam gerekiyordu. Çok zorda kalmadıkça dışardan yememeye
ve evde hazırladıklarımında temizliğine çok dikkat ettim ve
bir süre sokak hayvanlarındanda uzak durdum. (sevdiğimi
anladıklarından herhalde nereye gitsem bi kedi bi köpek mutlaka
takılır peşime)
Hamile olmanız evcil hayvanlarınızdan vazgeçmeniz demek değildir Benim kedilerim bana çok bağlılar ve tüm gebeliğim boyunca olduklarından çok daha sakin davranışlar gösterdiler. göbeğim büyüdükçe onlarda göbeğime daha yakın yerlere yatıp benimle uyuklamaya başladılar.
Korunmak
için ne yapalım ?? (Bu sorunun cevabı kedileri sokağa atalım köpeklerin kuyruguna teneke bağlayalım ki gelirlerse sesi duyar kaçarız degildir )
Gebelikte
evde kedi besleyenlerin bazı hususlara dikkat etmesi gerekir:
Kedinin
dışkısı ile gebeler temas etmemelidir. Kedinin dışkısını ve
kumunu evde gebe olmayan kişiler temizlemeli. Kediye dokunduktan
sonra ellerinizi sabunla yıkamalısınız. Köpeklerle bu hastalığın
direkt bir ilgisi yoktur ancak kediyle veya kedi dışkısıyla temas
etmiş bir köpekten de enfeksiyon alınabilir.
Çiğ
et ya da az pişmiş et, salam, sucuk gibi yiyecekleri yememelisiniz.
Çiğ
etle çıplak elle temas sonrası ellerinizi iyice yıkamalısınız.
Çiğ
eti kestiğiniz bıçakları iyice yıkamalısınız.
Meyve
ve sebzeleri bol su ile yıkayarak yemelisiniz ve bunları elledikten
sonra da ellerinizi yıkamalısınız.
Kediler
dışarı çıkarılmamalı ve konserve besinlerle beslenmeli.
Bahçe
ve toprak ile çıplak elle temas edilmemeli, temas edilse bile eller
iyice yıkanmalıdır.
Eller
ağıza ve göze sürülmemelidir.
Ookist
taşıyabilecek sinek ya da böceklerden korunmak amacıyla pencere
filtreleri kulllanın.
Merhabalar, tam da bugün karşıma çıktı blogunuz ve bu yazı, çok sevindim. Ben de bugün (36. haftadayım) gebelik, kediler ve bebeklerle ilgili bir yazı yazmıştım. Sizin yazınız da üstüne denk geldi.. Hatta yazının sonuna blogunuza link verdim, umarım bir sakıncası yoktur.
YanıtlaSilYazdıklarınız da bana umut verdi bebekli kedili hayata dair, teşekkürler,
Sevgiler..
çok teşekkür ederim: ) .. umarım sizin gibi bir çok kişiye umut verir ve yardımcı olur. Zira her geçen gün kedilerle arası daha da iyi oluyor ve onları oyun arkaaşı gibi görüyor.
Sil